1 Eylül 2010 Çarşamba

hayallerinin katili olmak

kan dökülmez.
hayır hayır, hayallerinizi çıplak elle boğsanız da, paramparça etseniz de kan dökülmez yere.

ama hissedersiniz ellerinizdeki kanı.
göstermez size kızıl yüzünü ölüm o an.

ama hissedersiniz.

****

huzurdu o an yaşam.
ellerimizin altındaydı o an hayat.

bacağıma uzanmıştı o.
bir ağacın dibinde, tembellik ediyorduk onunla.

elimizde sigara.
sanki 10 yaş gençleşmiş gibiydik o an.

fakat o an 40 yaşındaki insanlar kadar olgunduk ve hayatı ciddiye alıyorduk.

-hadi kalk gidelim. dedi.
fevriydi o. estiği an her şeyi yapabilirdi.
-nereye? dedim gülümseyerek.
-hadi kalk, kimsenin bizi bulamayacağı, sadece senin ve benim olabileceğim bir yere kaçalım. deniz olsun. denizin tuzlu kokusunu duyumsayalım gecenin karanlığında. sen şarkı söyle, ben de nefesini okşayayım. dedi.

ah ben ne çok hayranım bu kadına!
ne çok seviyorum ve ne çok tutuşuyorum uğruna!

sessizleştim.
hüzünlendim bir an.
hüzünlendiğimi anladı. elimi tuttu.
minik bir kedi gibi sokuldu, göğsüme kafasını koydu.
imkansızlıkları istediğini biliyordu.
biliyordu.

****

ağladım.
ağladıkça sigara yaktım.
sigara içtikse onu tekrar andım.

beyaz kefenler içerisinde yolculadım hayallerimi.
insan hem katil, hem de maktül olabiliyormuş böylece.

ellerime baktım.
yaşlandılar şu son birkaç günde.

aynaya baktım.
sakallarımda beyazlar seçtim.

metanet bu olsa gerek.

ağlamaktaki metanet!

****

-hayal kurmak bedava allahtan. dedim.
kafası karıştı.
-nasıl yani? dedi.

-hayallerimize karışmıyor kimse hiç yoktan. en azından seni sürekli yanımda düşleyebiliyorum. dedim.
gülümsedi.

ona ne kadar çok tutkun olduğumu ilk o an anladı.

-şöyle bir masa kursak seninle. iki kadeh rakı, fonda müzeyyen senar, mehtabı seyretsek. dedim.
iç çekti.
-sen şöyle beyaz bir elbise giysen. gecenin şerefine. saçlarını salsan, gecenin rengini yansıtsa, kamaştırsa gözlerimi. o güzel gözlerini izlesem saatlerce, hayat amacım buymuş gibi..
yine iç çekti.

olmayacak şeyleri istemekte onun kadar iyiydim.

sustum.
sustuk.

****

karşıma çıktı bu gece öldürdüğüm hayaller.

hortladılar gömdüğüm kalbimin derinliklerinden.

şaşırmadım.
özellikle bu gece gelmesine şaşırmadım onların.

bu gece, her geceden daha yalnız oldu.

ne güzel söylüyor mazhar alanson şu an;

"benim hala umudum var
isyan etsem de istediğim kadar."

bu gece, her geceden daha yalnız oldu.
çünkü eylül geldi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder