13 Eylül 2010 Pazartesi

beni sevmiyordun bilirdim

sendeki ben, ölmesine birkaç gün kalmış bir kelebek gibi. içindeki aşk, sevgi, anlayış, kıskançlık, hepsi yanıp kül oldu.

yok oldu.

küllerimiz, bizler yeniden doğmaya hazır olana kadar rüzgarla saçılacak ve dağılacak. önce gözlerimi, daha sonra zihnimi yiteceğim uğruna. bu yok oluş tamamlandığı anda sendeki ben çoktan ölmüş olacak. bu bir son değil.

bu, sonun başlangıcı.

****

yağmur yağıyor. delicesine.

-anne, diyorum. çıkalım dolaşalım mı ha ne dersin?
-manyak mısın oğlum, boşver gel içeri. diyor.
-peki, sen git geliyorum anacım. diyorum.

seyrediyorum usulca yağmuru.
şiddetle, sanki yer yüzünden hıncını almak istermiş gibi yağıyor.

çıkıyorum dışarı kendimi tutamayıp.

bu gece yağmurun anlamı büyük benim için.

****

ellerim cebimde, yürüyorum.
canım sıkıldığında yürüyorum ben. hep.
ne kadar da çaresizce bir çözüm bu.
çözüm bile değil...

canımı acıtıyor yağmurun şiddeti. her damlayla birlikte, tenime değen her tanecikle, ben de içimdekileri döküyorum yollara. lağıma layık değiller, fakat hiç olmayacak hayalleri yaşatmaya çalışmak anlamsız.

yürüyorum. ellerim cebimde.

her adımda bir pişmanlığımı bırakıyorum. içimde umut dışında bir şey kalmayıncaya dek yürüyorum.

o an, tanrı tarafından vaftiz ediliyorum.

her şeyi çöpe atmak için cesarete ihtiyacım var.
yağmurda yürümek insanı pervasız yapıyor. farkediyorum bunu.

****

yeni başlangıç yapmaya çalışan birisi, aslında hiçbir zaman o "başlangıç"ı yapamaz.
hiç kimse o kadar cesur değildir. hiçbir dayatma da bunun gerçekleşmesini sağlayamaz.

yeniden başlamaya çalışan, hep eskisinin etkisinde kalır.
hep!
gerçekten başladığında dahi hep acır bir yanı.

her yara tamamen kapanmaz.
bir insanı tamamiyle unutmak dahi bazen o yaraları kapatmaz.

zordur velhasıl.
araf'ta gidip gelmek, zordur.
bir var olup bir yok olmak zordur.
bir dakika önce gülüp bir dakika sonra ağlamak zordur.
aşkı kelimelerle sınırlandırmaya çalışmak gibi, zordur.

yeniden başlamak hep zordur ve her başarısız denemeden sonra pes etmek, denenenin asla gerçekleşmeyeceğine delalettir.

****

yürüyorum. ellerim cebimde.

bağırıp çağırasım geliyor. içim bomboş, tertemiz.
yapamıyorum. çekiniyorum.

bu, arınışımdan sonraki ilk içimde kalan "keşke".

diyorum ki kendi kendime kısa süreli bir bilinç kaybı yaşasam. ailem ve yakın arkadaşlarım hariç kimseyi hatırlamasam.
zihnimin buna ihtiyacı olduğunu hissediyorum o an.

ben unutmam.
ölüm bile unutturamaz içimdeki sevgiyi.
hafıza kaybı mı buna neden olacak?
komik geliyor bu düşünce tekrar.

****

yürüyorum. ellerim cebimde.
dudaklarımda bir candan erçetin şarkısı.
anılara gömülmek kötü. anılara gömülmek acı.

aklıma atilla ilhan'ın bir şiiri geliyor, yüzümün şekli değişiyor.
gözyaşlarımı tutamıyorum, alışkınım ne de olsa.

yürüyorum. ellerim cebimde.
bu gece son diyorum.
bu gece üzülmeye son diyorum.
dün gece söylediğim gibi.
ondan önceki gece söylediğim gibi.

****

beni sevmiyordun bilirdim
bir sevdiğin vardı duyardım
çöp gibi bir oğlan ipince
hayırsızın biriydi fikrimce
ne vakit karşımda görsem öldüreceğimden korkardım
felaketim olurdu ağlardım..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder