telefonum çalıyor sabahın 6sında:
-kalk olm ya hala kalkmadın mı?
-lan bi git, ne kalkması ne oldu?
-olm istanbula gidicez bi buçuk saate vapur var uyan hadi.
haydaa.
geçirdiğim şuursuz bir haftanın ardından unutmuşum bunu. geceden bir şey de söylememiş. neyse diyorum, söz verdik diyerek kalkıyorum. çocuk sonuçta 20 yıllık arkadaşım, yalnız bırakmak olmaz.
sabahları uyandıktan iki dakika sonra hemen kahvaltı yapanlara her zaman hayran olmuşumdur. bir insan kendine gelmeden nasıl yemek yiyebilir? hep düşünmüşümdür bunu zaten.
yarım saat öncesinden oturuyoruz.
kahvaltımı yapmadığımdan poğaçamı alıp geçiyorum oturduğum yere.
ne çok insan var diye düşünüyorum.
ve hepsinin bir telaşesi. tıpkı bizim gibi.
****
istanbul bugün sıcak. hava tahmini yapanlar yine yanıldılar. yanıyoruz sıcaktan. güneş tepemizde, giydiğim gömleri çıkartasım var.
yanımda çocukluk arkadaşım, istiklal caddesi'nde dolanmaktayız iki sap olarak.
tabi bursa'dan gelen biri için karmakarışık, sıkışık, çarpık bir şehir gibi geliyor.
etrafa ağzımız açık bir şekilde bakıyoruz, orası ayrı.
her güzelliğini yudumlayarak içmeye çalışıyoruz.
ama rahatsız verici bir yanı var, onu çözmeye çalışıyoruz.
****
-olm işte ordaki hatun da geldi off çok güzeldi.
(ne diyor bu yanımdaki kekolar)
-bak nasıl da kıvırıyor. heh o mavi şortlu. offfffff.
(lan nolyo lan gözleriyle becerdi resmen)
sıkıldım bu saçmalıklardan o an.
hepsi çok çiğdi sanki.
beyoğlunda gezen turistleri sadece gözleriyle değil, laf atmalarıyla da rahatsız ediyorlardı.
ulan dedim, alışkınız ama bu apaçilere, bu kadar çok boku çıkmamıştı hiç yanımda.
boşver dedim, yaktım bi sigara, yürümeye devam ettim.
****
gözlük.
mühim tabi güneş gözlüğü.
o olmasa bir hiçtik.
****
binlerce insan var o an beyoğlunda bizim gibi.
hepsi bir marjinallik peşinde.
arkadaşımla etrafı sorgulayan gözlerle izliyoruz.
aklımıza mavi'nin "burası istanbul" sloganı geliyor.
adamlar hakikaten haklı diye düşünüyoruz.
****
gözlük.
mühim tabiki.
güneş gözlüğü.
koskoca istiklal caddesinde güneş gözlüğü takmayan neredeyse arkadaşımla bendik.
insanlar etrafa kapkara gözleriyle bakıyordu.
acaba insanlar sırf "tarz" için mi giyiyor güneş gözlüklerini?
ffazla mı korkuyoruz gözlerimizdeki buğulu havadan?
bir insan oturduğu kafede bile, kapalı alanda bile gözlüklerini niye takar?
****
evet, iyi ki varsın ray ban.
gözlerimizdeki yalnızlıkları sakladığın için.
"tarz" olmamızı sağladığın için.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder