6 Eylül 2010 Pazartesi

mevsimleri değiştiren insanlar

gece uyandığımda hava sessizdi.
adetimdir, yaktım bir sigara.

bazıları çok banal, gereksiz bulur bu uykudan kalkınca içilen sigarayı. oysa tadını bilenler vazgeçmez.
alışkanlık tabii ki.

çok geçmedi, uykuya tekrar daldım.

uyandığımda saat 10 idi.

kar vardı dışarda.

ne olduğunu anlamaz bakışlarla sorguladım gözlerimle etrafı.
gözlerimi ellerimle temizledim tekrar.

tanrım, 5 saatte hava soğumuş ve kar yağmıştı!

kar vardı.
her yerde!
kar.

saçlarımda bile.

****

soğuktu.
çok soğuk.
dokunamadım tenine.

yabancılaşan vücudunu tekrar keşfetmeye ne mecalim, ne de hevesim vardı artık.

baktım ona. yüzüne.
anlamsız, hatta aptalca bir gülümseme vardı.

-konuşmayacaksan beni niye çağırdın buraya?
-bilmiyordum. dedim.
-neyi?
-bu kadar yabancılaştığını.

sıkıldı hafiften. saklayamazdı duygularını o asla.
umrunda değildim, evet.

o an anladım.
o an yaptığım hatayı anladım.

biz hiç "ol"mamıştık. ben sadece oyun oynamıştım.
kendi kendime.
sadece.

****

aylarca sürüklendim ordan oraya.
kimse bilmedi.
kimse farketmedi.

varlığından haberdar olmadığım bir melek vardı.
bazen uzak, bazen yakın olan.
hep gülen, ama hüzün gözyaşları döken.

güçlenmiştim artık.
her bir parçamı toplamıştım savrulan.
artık ben tektim, ve tekrar yaşama sarılmıştım iki koldan.

onu tanıdım
tanıdım.
iyi ki!

****

bir sabah uyandım.

pazar sabahıydı.
baktım.

kış gitmiş, yerine güneşli bir bahar sabahı gelmişti.

gülümsedim.
aklıma o melek geldi.
gülümsemem genişledi, kocaman oldu.

bir sabah uyandım.

pazardı.
güneş tenimi yakıyordu.

kuşlar hiç anlamadığım lisanda şarkılarını söylüyordu.

bir sabah uyandım.
mevsimim değişti.

hiç bir şey demedim.
hiç bir şey diyemedim.

aşık olmuştum!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder