cılız bir umuda bağlanmaktır hayat bazen.
yapacak hiçbir şeyi kalmamış birinin eylemidir bu ancak. çaresiz, yapayalnız birinin.
ne kadar da nankör bu duygular. kalkanınızı indirdiğiniz anda sizi vuruyor, paramparça ediyor.
fakat siz yine de ona müsamaha gösteriyorsunuz. olur öyle diyorsunuz.
evet.
olur öyle. arada.
kendimizi kandırıyoruz. hepimiz!
bu cümleyi söyleyen herkes kandırıyor ve herkes de farkında içten içe o umutların hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğinin.
****
pişmanlık mı yatan kalbimde?
yoksa her an görünüşümde yeni bir yara açan ve her an git gide anlamsızlaşan umutlarım mı?
yokluğun mu beni yoran?
sesini duyamamaktan mı durgunum böyle?
uzun zamandır seni göremememden mi bu hırçınlığım ve boş konuşmalarım?
****
her şeyden uzak kalmak gerekiyor bazen.
kendinizden kaçıyorsunuz geceleri.
zira geceleri gelen, sizi ağlatan ve hep özlemle beklediğiniz şeydir yalnızlık.
yalnızlıktır size onu hatırlatan sanki hiç aklınızdan çıkmıyormuşçasına.
kurşun kaleminize bakıp içinizden "hiçbir şey yazmamalıyım! onu hatırlatan hiçbir kelime şekillenmemeli parmaklarımla!" demenizdir aslında kaçışınız.
evet, geceler artık birer düşmanınız, içtiğiniz sigara en yakın arkadaşınız ve en yakın dostun muhabbeti bile yavandır onun yokluğunda.
onun yokluğudur aslında dikkatinizi dağıtan. günlerdir sesini duyamamanız ve günlerdir tek bir haber alamayışınızdır sizi böyle endişeli yapan.
çekip giden maşuktur suçlu.
siz değil.
****
ellerinizde bir bir erir o umutlar.
ha aradı ha arayacak derken "sen gelmez oldun" dersiniz boşluğa.
cevap da gelmez asla karanlıktan.
kulağınıza dolan ezgiler hüzünlendirir, üst üste dinlediğiniz aynı şarkı sizin simgeniz olur, ayrılığın şarkısı olur.
yağmur yağdıktan sonra toprağın yaydığı koku eskisi kadar güzel gelmez.
yaptığınız her geyik o kadar komik olmaz aslında.
komik olmayan şeylere gülmeye, ağlanılmayacak şeylere ağlamaya başlarsınız bir süre sonra.
işte budur sizin anatominiz.
budur ayrılığın anatomisi.
size ulaşştığında edeceği "rüyadan uyandın demek" cümlesidir mahkum eden aynı şarkılara, aynı hüzne.
ve aynı savaşa.
****
Tanırdın beni sözlerin ağzımdan
boşa çıkmadığını bilirdin ve inanırdın bana.
O gün söylediğimiz bütün kelimeler kurduğumuz bütün cümleler
aklımda.Senin de kuvvetliydi hafızan benim gibi...Ben unutmadım hala ama
sen unuttun besbelli.
Hani yıldızlar parladıkça gökyüzünde çocuklar güldükçe nedensiz
bitmeyecekti umut? Asla çökmeyecekti üstümüze zifiri karanlık?
Hani her daim türkülerin olacaktı söyleyecek şiirlerin olacaktı
okunacak ve anlamı olacaktı yaşadığın her saniyenin? insanlar var
oldukça ölümsüz olacaktı sevgi aşk ve sanat?
Hani bilecektin değerini anların; her doğan günle yenilenmiş her
batan günle biraz daha zenginleşmiş olacaktın?
Hani her gece eninde sonunda varacaktı sabaha?
Hani azimli ve kararlıydın; kendini insanları ve hayatı tanımakta?
Bütün kitaplar okunacak şarkı sözlerilar dinlenecekti; üstünde yatılmamış
çimen zirvesine varılmamış dağ kalmayacaktı dünyada?
Hani bir keresinde bir ağacın dalına tünemiştik birlikte güneşin
batışını seyrederken söz vermiştin bana insan olacaktık önce...Nasıl diye
sorduğumda ahlaklı yaşayacağız demiştin ama her şeyden önce
seveceğiz...Neyi diye sormuştum ilk olarak güneşin batışını seyretmeyi
demiştin susmuştuk saygıyla ve tadına ilk o an varmıştık sevmenin.
Hani bilirdin güzele ulaşmak için dayanılmaz sancılar çekmek
gerektiğini gülmeyi hak etmek için önce ağlamalı insan derdin.
Sevilmeyi beklememeli sevmek için ve almadan verebilmeli.
Hani anlamsızdı hayata küsmek başına gelen kötü şeyler yüzünden;
insanla birlikte var olmuştu acı ölüm ve keder, işte bu nedenle
sevmeliydik dört yanı kötülükle kuşatılmış insanı derdin.
Hani inanacaktın insana her yardım isteyene uzanacaktı elin
haklının avukatı; mazlumun koruyanı olup ta zalimin celladı
olmayacaktın?
Hani mal mülk para ile gözleri kamaşan miyop yüreklere rağmen
kesmeyecektin ümidini insandan?
Hani yaşamaktan vazgeçmek bir anlamda ölümden; sevmekten vazgeçmek
kendinden vazgeçmek demekti; kalakalmak ortada bir hiç olmak...Hani
vazgeçmeyecektin?
Hani bir kere sevecektin; içten bir gülücüğe anlayışlı bir
bakışa dünyaları verecektin?
Hani hiç terk etmeyecektin beni? Hani sen hep saf ve temiz
kalacaktın el değmemiş; sadece ben büyüyecektim? Hani ben seni
akılsız bırakmayacaktım sen de beni yüreksiz?
****
geride kaldık.
unutulduk.
her şeye tamam da...
bir eyvallah demeyip çekip gitmek de neyin nesi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder