12 Ağustos 2010 Perşembe

iç hesaplaşmaların bir bölümü

sıcak..
öylece oturuyorum yine. yapacak hiçbir şey yok gibi. artık bilgisayarda da vakit geçiremiyorum.

günlerden perşembe.
ve ben yine yalnızım.

aklımda onun yüzü. kulaklarımda kahkahası.
kalbimde sevgisi.

bir umutsuzluk sarmış bedenimi. vücudumu titretiyor. almışım başımı çekip gitmişim sanki uzak diyarlara.
sessiz sokaklarda tek başına yürüyen sokak çocuğu gibi muhtaç şu an ruhum.

güneş tam tepede. gözlerimi güneşe çeviriyorum. kör olmak istermişçesine uzun uzun bakıyorum. etki etmiyor. ne yaptığımın ben de farkında değilim.

çocukken yaptığım şeyleri özlüyorum. diyorum ki şu evimizin önünde yine bir engebe olsaydı, alsaydık bilyelerimizi, çıksaydık dışarı. akşama kadar oynasaydık..
ya da arka mahalledeki erik ağaçlarına dalsaydık. ceplerimiz dolu, yüzümüzde o afacanca sırıtışla bir apartmanın boşluğunda yeseydik hepsini..

kendimi hala çocuk görmek istiyorum esasında ben. yaptıklarımdan çok da fazla sorumlu olmasam, aptal aptal konuşabilsem diyorum.

olmuyor.

büyümüşüm ben meğerse diyorum. yaşlanmışım.
fiziken de büyümüşüz..

ha, ruhen yaşlılığımız gözler önünde. kurtuluşu arıyoruz.
çareyi arıyoruz.
bizi bu girdaptan kurtaracak insanı arıyoruz.

sanırım ben buldum da..

hayırlısı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder