kulağımdaki müzik yönlendiriyor beni şimdi.
seni sevdiğimden adım gibi eminim. fakat engeller, ah şu engeller.
senin aşkın beni büyüttü sevgili. bana mantık verdi, bana konuşma yetisi verdi.
ve aşkının verdiği mantık bitirdi seni.
bir anda farkettim ki, sen de çevremdeki herkes gibisin.
sevgimin bir şey değiştiremediğini anladım o an.
bu akşam farklı bir sakinlik var üzerimde. neden diyorum kendi kendime. cevaplar bir bir çıkıyor karşıma hemen.
neden? çünkü artık başkalarını seviyorsun sen.
neden? çünkü birlikte olamayışımızın realitesini anlıyorum.
neden? çünü klişe de olsa mantalite olarak da, ailesel olarak da farklı dünyaların insanıyız.
daha önce demiştim ki, ben hep seni seveceğim. karşı çıkanlar olmuştu buna. mantıkla açıklayanlar da olmuştu.
evet, bir insan hayatı boyunca birçok insanı sevebilir. fakat aşık olduğu tek bir insan vardır.
düşünüyorum da, benim aşık olduğum insan, hayalini kurduğun insan. gerçekteki insanla sadece birkaç benzerliği olan insan.
bu gerçek nasıl koydu bilemezsin bana ey sevgili!
gerçekten aşık olduğum insan sen değilmişsin. kurmacaymış herşeyimiz sanki.
insan aşık olunca, ya da kendini şartlayınca demem gerekir bu durumda, gözlerine bir perde iniyor. farkedemiyorsunuz o perdeyi.
ancak büyük bi tramva yaşayınca..
sen bana o tramvayı yaşattın sevgili.
sana kızgınım. evet hem de bayağı kızgınım.
biliyorum ki sen de bana kızgınsın. olsun.
artık senden nefret mi ediyorum diye düşünüyorum. hayatına hemencecik bir başkasını dahil etmen, senden nefret etmemi gerektirir. evet, düşündüm de senden tekrar nefret ediyorum.
ey sevgili!
artık sana borçlu değilim.
insan sevdiğine güven vermeli. ben sana boşu boşuna sevdiğimsin demedim. sen beni ağlattın, ben de seni ağlattım. bundan sonra sana karşı bir borcum yok. en ufak bir borç hem de.
o piç kurusuyla mutluluklar.
bende bulamadığın mutluluğu onda bulursun inşallah...
ve inşallah, aşık olup o acıyı çekersin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder