ben koca bir çınardım.
zamanla dallarım ağırlaşmıştı.
yemyeşildim.
yaşam doluydum.
ve o geldi.
melek dediğim, lakin yalancı bir mum alevinden öte geçmeyen insan geldi.
dallarım yemyeşildi benim. milyonlarca yaprağım vardı.
hayattı onlar.
hayatlarımdı.
ve o geldi.
onun gelmesiyle, yapraklarım, çoğalması gerekirken hepsi birer birer sararıp döküldüler köklerimin yanıbaşına.
insafsızdı o insan. vicdanı yoktu. ve tamamiyle doğru olduğunu düşünüyordu.
yanılmıştı.
o, vücundaki sevgi dediği zehri su niyetiyle köklerime yedirdi.
sararıp soldum.
bu çınar o kadar yaşlandı ki, artık esen rüzgarın farkında bile değildi.
zamanla o rüzgar da köklerimdeki yaprakları alıp götürdü yaban ellere.
her bir yaprağımı ayrı bir yere saldı.
her düşüşün sonundaki yeniden doğuş görkemli olur. ve o yeniden doğmanızı sağlayan insan genellikle sizin hayatınızın aşkı olur. gerçekten gözleriniz kör değilse ve hala görme yetinize güveniyorsanız, o insanı tanırsınız.
bu çınarın yaşam umudu kalmamışken, bir "deli" çıktı ortaya.
kanıtladı her şeyi bana.
bana bir insanı düşüşten çeken ellerin illa ki sevgilinin elleri olmayacağını gösterdi.
bu "deli" tüm yapraklarımı tekrar buldu, "sevgi" dediği, benim unuttuğum bir kavramla tekrar yapıştırdı dallarıma.
teker teker.
şimdi bu çınar, kendisini çok daha iyi hissediyor. yanında olan "deli"yle mutlu, dahası hiç bu kadar iyi hissetmemişti.
fakat kim bilir..
belki o "deli"nin elleri, sadece yaşamı değil, aşkı da getirmiştir tekrar.
kim bilir..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder