Kan var bütün kelimelerin altında. Taşıyamadığım, sırtımda ağırlık yapan her şey, seni bana hatırlatır sevgili.
Ettiğim sitemlerdeki sevgiyi sen anlarsın. Anlarsın yüreğimdeki ağırlığı, çöken sisin beni benden alıp götürdüğünü.
Yokluğun muydu bunca zamandır dans ettiğim? Yoksa hiç bilmediğim, aslında kendim gibi tanıdığım sen miydin bana yaşamı aşılayan?
Gözyaşlarım bir cam şişede, seni bekler , seni zikreder. Bilmezsin aslında ne kadar değersiz olduğunu o birkaç damlanın. Görüleni büyütmemek gerekir bazen.
Alnımdan damlayan ter gibi tuzlu, eksi bilmem kaç derece soğukmuşçasına buz gibi hayallerim. Siyah, sonu gelmeyen, kalitesiz bir film gibi. Başrolde ben, figüranlarım bir kurşun kalem, bir kağıt ve sigaram. Kapalı gişe oynuyorum, tek konuğum ise yokluğun.
Beni unutma diye haykıran gözlerim, artık başa çıkamadığım depresif hallerim var. Sensizlikte yitirdiğim bir çok şeyin yanında, en üzücü olanı gülümsememin bana yabancılaşması.
Hatalarla dolu bir on yıl.
sigaramın dumanını üflerken gecenin sessizliğine seni düşünmeden geçirdiğim on yıl.
Şimdi ise geriye kalan birkaç tel beyaz saç ve durmadan dönüp duran bir cümle:
Seni kimler aldı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder